Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangının ardından, insanların toplu bulunduğu ortamlarda yangın riskine karşı alınabilecek önlemler yeniden gündeme geldi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Levent Yasa, kalabalık mekanlarda en büyük risklerin, yangın korunum sistemlerinin dizayn edilmemesi, algılama sistemlerinin bulunmaması, herhangi şekilde biriken yanıcı maddelerin ısı kaynağıyla buluşması olduğunu söyledi.

Bu risklerin doğru yönetilmemesi durumunda çıkan yangınların özellikle de kalabalık ve toplanma alanlarında büyük facialara yol açabildiğini belirten Yasa, yangın güvenliğinin doğru mimari tasarımla sağlanması gerektiğini vurguladı.

Yasa, mimari tasarımda çıkış ve kaçış yollarının, kaçış mesafelerinin, koridor genişliklerinin ve merdivenlerin çıkış yollarının doğru dizayn edilmesi durumunda insanların yangın yerinden hızla kaçabileceğini kaydetti.

Stadyumlar, sinema ve konser salonları ile alışveriş merkezleri gibi toplu bulunulan mekanlarda alınması gereken temel güvenlik önlemlerini anlatan Yasa, şöyle konuştu:

“Öncelikle çıkış yolları doğru dizayn edilmek zorunda. 50 kişiye kadar olan yerlerde bir çıkış merdiveni yeterli, 50 ile 500 kişi arasında olan binalarda ve toplanma amaçlı binalarda en az 2 çıkış yolu olması gerekir. Bu çıkış yollarının mutlaka korunuyor olması gerekir. Duvarlarının 120 dakika, kapılarının ise 90 dakika boyunca yangına dayanıklı olması gerekir. Yine bu çıkış koridor genişliklerinin de personel sayısına, içeride toplanan insan sayısına göre belirlenmiş olması gerekiyor. 50 ile 500 kişi arasında olan alanlarda yaklaşık 100 santimetre genişliğinde bir koridor olması, 500 ile 2 bin kişi arasında olan yerlerde 150 santimetre, 2 bin kişiyi aşan yerlerde 200 santimetre olması, yani 2 metre genişliğinde bir kaçış yolu olması gerekiyor ki herhangi bir sıkışma olmadan insanlar oradan kaçabilsin. Aynı zamanda hem yangın korunum sistemlerinin hem algılama sistemlerinin doğru dizayn edilmiş olması gerekiyor ki yangını başlangıç aşamasında algılayabilelim ve bu algılama sonucu da alarm sistemleriyle haber verip insanları oradan dışarıya doğru yönlendirebilelim.”

Yönetmeliğe göre acil durum ekiplerinin kurulması gerekir

Yasa, kalabalık mekanlardaki acil durum eylem planlarının binanın özelliklerine göre hazırlandığını ve yönetmeliklerin, bu planda acil durum ekiplerinin kurulmasını zorunlu kıldığını söyledi.

Acil durum ekiplerinin, mutlaka personel sayısına ve tesisin risk seviyesine göre kurulması gerektiğinin altını çizen Yasa, bunların söndürme, kurtarma, koruma ve ilk yardım olmak üzere toplam 4 ekipten oluştuğunu belirtti.

Söndürme ekibinin görevinin yangına ilk müdahaleyi yaparak söndürmek olduğunu ifade eden Yasa, kurtarma ekibinin ise insanları olabildiğince hızlı şekilde, emniyetle dışarı çıkarmakla, koruma ekibinin de acil durum sırasında hırsızlık, yağma gibi kötü niyetli olayları durdurmak ve içeriden çıkanların emniyetlerini sağlamakla görevli olduğunu anlattı.

İlk yardım ekibinin Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırıldığını dile getiren Yasa, “Bu ekiplerin acil durum planlarına göre hareket etmek üzere eğitilmeleri gerekir. Yılda en az 1 defa bu eğitimleri alıp tatbikat yapmaları gerekiyor ki herhangi bir acil durumda hızlı şekilde olaya müdahale edip olabildiğince az hasarla veya can kaybıyla bu olayı atlatabilelim.” dedi.

Kalabalık mekanlarda olası bir yangında neler yapılmalı

Levent Yasa, kalabalık mekanlarda olası yangın durumunda neler yapılması gerektiğine ilişkin şunları kaydetti:

“Öncelikle yangını gördüğümüz anda olabildiğince yüksek sesle bağırarak çevremizdeki insanlara duyurmamız gerekiyor. Bina içinde yangın korunum sistemleri dizayn edilmişse, bunlar devreye girdiyse yapmamız gereken başka bir şey yok, hemen binayı terk etmemiz gerekir. Eğer ki binada yangın korunum sistemi yoksa, en yakın yangın söndürme tüpüne giderek yangının, alevin merkezine doğru yangın tüpünün içindeki söndürücüyü sıkmanız gerekiyor. Bu müdahaleyle yangını söndüremediysek olay yerini hızla terk etmeliyiz. Çünkü yangınlar çok hızlı büyürler, çok hızlı hem ısı artışına hem de duman çıkışına sebebiyet verirler. Bunların hepsi ölümcül etkilerdir. Bu yüzden olabildiğince hızlı binayı terk etmek lazım. Terk ederken de olabileceğince yüksek sesle etrafımıza yangını duyurup, içeride, odalarda veya herhangi başka bir bölümde olanlara yangını duyurmamız lazım.”

Binadan çıkış sırasında tüm kapıların kapatılarak bölmelendirme yapılması gerektiğini, bunun dumanın ve ısının yayılmasını engellemek adına çok önemli olduğunu dile getiren Yasa, “Kapılar açık olduğu sürece yangın sonucu açığa çıkan ısı ve duman çok hızlı biçimde binanın içini saracak ki otel yangınında böyle oldu maalesef. Tüm kapılar açık olduğundan tüm katları hızla duman sardı ve arkasından sıcaklık katlara ilerleyerek tüm katların yanmasına sebebiyet verdi.” şeklinde konuştu.

Acil çıkış merdivenleri amacına uygun kullanılmıyor

Yasa, dünyada yangın alarm ve algılama sistemlerinin çok geliştiğini, dedektörler sayesinde dumanın hissedildiğini ve sistemin bunu algılayarak panele sinyal gönderdiğini söyledi.

Panelin bir süre bekledikten sonra bina içinde alarm verdiğini belirten Yasa, “Bu sesli, anonslu alarm olabilir. Anons arkasından siren şeklinde olabilir. Bu alarmlar, tesisin, binanın, yapının kendi risk seviyesine göre dizayn ediliyor, belirleniyor. Oradaki gürültü seviyesini aşacak şekilde siren seviyesi yükseltiliyor ve bu sayede biz olabildiğince erken yangını haber almış, arkasından da tüm katlara veya binanın tüm bölümlerine alarm vererek insanları yangın konusunda uyarmış oluyoruz.” dedi.

Siren sesini duyduktan sonra hızlı ve emniyetli biçimde binanın terk edilmesi gerektiğine işaret eden Yasa, “Fakat koşmamamız lazım. Çünkü koşmak paniği tetikleyen bir unsurdur. Koşmadan, hızlı yürüyerek, çıkış merdivenlerini kullanarak binayı terk etmemiz lazım. Bunu yaparken de yönlendirme sistemleri bulunur koridorlarda ve binaların çıkış yollarında. Yeşil tabelalar üzerinde koşan adam işaretlerinden bahsediyorum. Binalarda vatandaşlarımız mutlaka görmüşlerdir. Bu yönlendirme işaretlerini kullanarak en yakın çıkış merdivenine, acil kaçış yollarına gitmeniz gerekir.” diye konuştu.

Türkiye’de binalardaki acil kaçış merdivenlerinin yanlış kullanıldığına dikkati çeken Yasa, şu ifadeleri kullandı:

“Bir, en çok binanın kendi merdiveniymiş gibi günlük kullanımda bunu kullanıyorlar. İkincisi, kapılarını açık bırakıyorlar, havalandırma maksatlı olarak içeride bir hava sirkülasyonu ve serinlik oluştursun diye. Fakat bu hava sirkülasyonu herhangi olası yangın durumunda dumanın ve alevin sıcaklığının da binanın içerisine yayılmasına sebebiyet veriyor. O yüzden bu yangın merdivenlerinin kapılarının mutlaka kapalı olması lazım. Yani siz normalde önüne bir ağırlık koymadan bu kapıyı açık tutamıyorsunuz. Fakat maalesef birçok tesiste kapıların önüne ağırlık koyularak kapılar açık tutuluyor. Bir de bu alanlar atıl alanlar olarak görüldüğünden dolayı depolama amaçlı kullanılıyor ki en büyük tehlikelerden bir tanesidir. Depolama amaçlı olarak koli, temizlik arabası, atıl eşyalar gibi malzemeler buralara bırakıldığında maalesef insanlar buralardan çıkamıyor. O malzemeler yanıyor veya tutuşuyor, insanlar bu yüzden içeriye giremiyorlar, kaçış merdivenlerini kullanamıyor. İşte en son otelde de kapılar açık olduğundan yangının etkileri, binadaki kaçış merdiveninin içine dolarak duman ve sıcaklık insanların kaçışını imkansız hale getirdi.”

Yangın konusunda anaokulundan itibaren eğitim verilmeli

Yasa, ilkokul ve anaokul seviyesinden itibaren okul müfredatlarına alınarak yangın konusunda eğitim verilmesi gerektiğini vurguladı.

Yangınların ilk başladığında çok hızlı büyüdüğünü anlatan Yasa, “İlk başladığında müdahale edilebilirse yangınların birçoğu söndürülebilir. Yangınları söndürmek için hem eğitim hem de sistemlerin doğru dizayn edilmiş olması lazım. Algılama sisteminden başlayarak yangına otomatik müdahaleyi yapan sprinkler yani yağmurlama sistemleri, acil kaçış yönlendirmeleri ve aydınlatmaları, acil çıkış kapıları ve acil çıkış merdivenleri, aynı zamanda personel eğitimleriyle yangınla mücadelenin bir bütün olarak ele alınması, düşünülmesi ve hiçbir şekilde bundan taviz verilmemesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

Yasa, Bolu’daki otelin 40 yılı aşkın süredir açık olduğunu ve ilk kez yandığını aktararak, yangının hayatın bir gerçeği olarak ele alınıp gereken önlemlerin alınmaması durumunda felaketle karşılaşılacağını kaydetti.